Şemsiye kullanımını öncelikle söylemek gerekirse çok eski
zaman dilimini kapsayan bir geçmişini mevcuttur. Öncelikle Şemsiyeler
Mezopotamya zamanlarına kadar gider. Şunu da araya katmalıyım ki ilk şemsiyeler
yalnızca güneşten korunmak maksadıyla üretime geçmişti ve yıllarca bu böyle
devam etmişti. Hatta İngilizce’ de “umbrella” kelimesi Latince’ de ki gölge
anlamına gelen “umbra” dan türemiştir. Takvimler 3400 yıl öncelerine kadar
gider. O zamanlarda kullanılmaya başlanmasına rağmen daha yaygın değildi. Özellikle
erkekler tarafından hiç kullanılmıyordu. Yavaş yavaş şemsiye üzerindeki birkaç
değiştirmeler neticesinde yağmuru da geçirmemesini fark eden kadınlar yağmurda
da kullanmaya başladılar. Kadınlar rahat rahat sokaklarda dolaşabilirken
erkeklerin vay deyin hallerine.
Şemsiyenin
Avrupa’ya geliş tarihi takvimlerde ki 1700’lü yıllarda gerçekleşti. O
zamanlarda yaygınlaşan şemsiye şuan ki halinden haliyle daha farklıydı diğer
icatlarda da değişimler olduğu gibi. İlk piyasaya çıktığında kumaştan yapılan
bu şemsiyeye yağmur damlalarını emmemesi adına özel bir yağ sürülüyordu. Bu yağ
sayesinde de kumaş su almıyordu. Kullanımı da ağırlaşmadığından daha fazla
kullanılabilirliği de artıyordu. Şemsiye üzerinde temizlik yapılmadığında da, sürülen yağ sonucunda şemsiyenin renginde bir
değişme meydana geliyordu. Rengi siyaha dönüşen şemsiyeler bu yolla meydana
çıkmışlardı. Tabii ki şemsiyeler sadece yağmurdan korunmak için değil, daha
birçok şeyden de korunmamıza yardımcı oluyor. Bir diğeri ise de güneşten
korunma.
Yağmuru
emmemesi adına yağ sürülen ve neticesinde siyahlaşan şemsiyeler genellikle
erkeklerin sevgisini kazandı. Bilindiği üzere siyah güneşi çeker ve beyaz tam
tersi etki yaratır. Bu sayede de kadınlar da güneşten korunmak için beyaz
şemsiyelerle güneşten korunmaya başladılar. Aksesuar haline gelen siyah ve
beyaz şemsiyeler o zamanlardan başlamıştı renklerinin özelliğine.
Fakat
tabii ki bu yüz yıllar önce olan olaylar. Yine de kanıtlanmış bir gerçek vardır
ki o da siyah ve beyazın dengesi… Bu denge yüz yıllar geçse de yıkılmadı ve bu
zamanlara kadar dengesini koruyarak geldi. Sanki siyah-beyaz televizyonlardan
izliyormuşuz gibi müthiş bir denge bu. Gel gelelim hala devam eden bir olaya.
Evet
gerçekten şemsiyelerin üzerine bir yağ tabası sürülüyordu ve yağmur gerçekten
sinmiyordu o şemsiyeye ama ne yazık ki aynı derecede de kullanışlı değillerdi
ve çok çabuk yıpranıyorlardı. Ara sırada olsa temizlik gerektiriyordu. Eziyetli idi. Hali hazırda tabii ki bu yıllar arasında
şemsiyelerde de değişiklikler meydana geldi ama yine de siyahın yağmuru
geçirmiyor görüşü günümüze kadar devam ederek gelmiştir.
Asıl
tuhaf olan ve belki de gülünç olan bir konu ise şemsiyenin başlayışı ve şuan ki
gelinen son noktası. Bu serüven yüz yıllar önce güneşten korunmak için yapıldı
ama artık günümüz dünyasında çok az insan şemsiyeyi güneşten için korunuyorlar.
Tam tersi yağmurda herkesin elinde bir şemsiye görmemiz mümkün.
tag: temizlik şirketleri, temizlik, temizlik firmalarıi temizlik firması, temizlik şirketi, istanbul temizlik
Diyarbakır temizlik şirketi Sanat Temizlik, günümüzde temizlik alanında profesyonel çalışanları ile Diyarbakır’ın tüm bölgelerinde kaliteli temizlik hizmetini vermeyi hedeflemektedir.
YanıtlaSil